Yenilenebilir Enerji Politikaları

Yenilenebilir Enerji Nedir?

Günümüz uluslarının varoluş gayelerinin üzerine kurguladıkları, tüm geçmiş ve gelecek politikalarının temelini enerji oluşturmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan dünya ülkelerinin ekonomik temel taşlarını oluşturduğu bir kavramdır enerji. O kadar etkili bir argüman olmuştur ki, son birkaç yüzyılda yaşanan savaşlar enerjiye sahip olabilme amacıyla yapılmıştır. Bu duruma en iyi örnek günümüzde yaşanan petrol savaşlarıdır.

Özellikle sanayi devrimi ile birlikte Avrupa devletleri tüm konsantrasyonlarını enerji üzerine yoğunlaştırmaya başlamışlar ve sanayideki gelişmelerin yaşanabilmesi için bir enerji arayışı içine girmişlerdir. Günümüze uzanan bu süreçte de enerji ve enerji çeşitleri çok ciddi bir değişim ve gelişim gösterilir.

Enerji Nedir?

Tüm dünya devletlerinin gözünü kamaştıran bu enerji kavramı nedir? Temel olarak enerji, iş yapabilme yeteneği olarak tanımlanır. Yani yapılması planlanan bir eylemin gerçekleştirilebilmesi için gerekli bir argüman. Örneğin: insanın temel fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için yemesi gereken yemek, bir aracın hareket edebilmesi için gereken yakıt, gece aydınlatma için gerekli elektrik, hava sirkülasyonu için gerekli rüzgar vb. gibi…

Enerji Çeşitleri Nelerdir?

Temelde kinetik ve potansiyel enerji olarak iki ana tanımlama yapılan enerji ısı, ışık, elektrik, kimyasal, nükleer ve ses olarak çeşitlenmektedir. Bu enerji türlerinden hareketli olanlar kinetik, durgun olanlar ise potansiyel enerji olarak tanımlanır. Enerjiyi oluşturan ana unsur ise enerji kaynaklarıdır. Örneğin: ısı enerjisinin oluşabilecek için yanma veya ışık enerjisinin oluşabilmesi için elektrik, güneş vb. kaynaklara gereksinim vardır. Bu enerji kaynakları ise yenilenebilen ve yenilenemeyen olarak kategorize edilmektedir.

Yenilenebilir Enerji Nedir?

Enerji kaynaklarının yenilenebilen ve yenilenemeyen olarak tanımlandığını söylemiştik. Aslında bu enerji kaynakları tükenen ve tükenmeyen olarak da tanımlanabilir. Çünkü yenilenebilmeden kasıt tükenmedir. Örneğin: güneş, rüzgar gibi kaynaklar yenilenebilir yani tükenmeyendir. Petrol, gaz, kömür gibi kaynaklar ise yenilenemeyen yani tükenendir. Yani güneş enerjisinden elektrik üreten bir sistemde güneş hiç bitmeyeceğinden bu üretim sürekli yenilenebilir. Bu tür yenilenebilir enerji kaynakları enerji üretim sistemlerinde bir masraf oluşturmazlar. Sadece sistemin ilk kurulumu ve kurulum sonrası işletme masrafları olur. Yani kaynağa ücret ödemezsiniz. Dolayısıyla sistem kendini belirli bir süre sonunda amorti edecektir. Ancak tüm bu avantajlarının yanında en büyük dezavantaj bu sistemlerin her yerde kurulamamasıdır. Sadece bu kaynakların yeterli ve etkin olduğu yerlerde kurulursa verimli olur. Bu sistemlerin nasıl çalıştıklarına bakacak olursak… Tüm enerji sistemlerinin temellerini enerjinin dönüşümü ve enerjinin korunumu ilkeleri oluşturmaktadır. İlk kez James Prescott Joule tarafından ortaya atılan enerjinin korunumu ilkesine göre, dünyanın hiç bir yerinde enerji yoktan var edilemez ve vardan da yok edilemez, sadece dönüştürülebilir. Yani bir hareket enerjisini yok edemezsiniz, ancak başka bir enerjiye dönüştürebilirsiniz. Örneğin elektrik enerjisine dönüştürebilirsiniz.

Peki Ülkemizde Durum Nedir? 

Tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de enerji politikaları süreklilik arz etmektedir. Özellikle tüketim toplumu olarak enerjiye olan ihtiyacın her geçen gün artmasıyla, ülkemizin bu tüketimi karşılayabilmesi için çeşitli enerji üretim çalışmaları yapmaktadır. Bunlar hidrolik santralleri, kömür santralleri, yeni kurulmakta olan nükleer santraller ve yenilenebilir enerji santralleridir. Her yıl belli dönemlerde ülkemizin enerji verileri belli kuruluşlarca açıklanmaktadır. Bu konuda yetkili kuruluşlardan Elektrik Mühendisleri Odası EMO tarafından Şubat 2017’de açıklanan verilere göre, ülkemizin toplam kurulu gücü 78.788,5 MW olarak açıklanmıştır. Yenilenebilir enerjinin bu pastadaki payı ise %7,5 rüzgar enerjisi ve %1,1 güneş enerjisi olarak açıklanmıştır. Bu da ülkemizin yenilenebilir enerjiye önem verdiğinin bir göstergesidir.

Bu yazımızda temel olarak enerji, yenilenebilir enerji ve bunların dünya enerji politikalarına etkilerini ele aldık. Sosyal, ekonomik ve bir çok yönden insanların yaşantılarını etkileyen enerjinin her geçen gün daha da ihtiyaç oluşturacağı görülmektedir. Ancak bu ihtiyaç enerji üretimindeki artışı tetikleyeceğinden olumsuz etkilerinin de artmasına neden olacaktır. Savaşlar, hava kirliliği, küresel ısınma gibi… Bu yüzden yenilenebilir enerjinin üretimi artırılmalı ve politikalara etkisi artmalıdır.

Yorum yapın