Herkesin diline dolaşan “Hepimizi izliyorlar.” cümlesini bugün sizler için kanıtlarıyla daha detaylı anlatıp olayın boyutunun ciddiyetini gösterelim istedik. Google, Microsoft, Facebook… gibi bir çok kurum, kuruluş, internet sitesi, uygulama bizleri bizden daha iyi tanıyor diye bir cümle kursak aslında haksız sayılmayız.
Öncelikle olaylara basitten başlayalım isterseniz. Whatsapp uygulaması üzerinden yazıştığınız bir konu hakkındaki reklamların Instagram veya Facebook’da karşınıza çıktığına denk mutlaka herkes denk gelmiştir, peki ya Google’da araştırdığınız kelimelerin Youtube’da karşınıza çıkmasıda bir tesadüf müdür? Bu saydıklarımız genel olarak herkesin bildiği bilgilerdir fakat işin boyutu bununla sınırlı değildir.
Facebook: Öncelikle Instagram daha sonra Whatsapp uygulamasını satın alarak inanılmaz büyüklükte bir veriye sahip oldu. Dünyanın en çok kullanılan ilk 10 uygulamasından 3’ü tek kişinin kontrolünde olduğunu düşünürsek gelen ve giden veri akışı akıllara zarar verebilecek büyüklüktedir. Geçtiğimiz yıl bir reklam şirketinin düzenlediği toplantıda söylediği verilere göre Facebook bizi %95 doğrulukta isabet oranıyla kişilik analizi yapabiliyor. Hatta olayı bir tık daha büyütelim isterseniz Donald Trump’ın kazandığı seçimide sosyal medya aracılığıyla kazandığına dair söylentiler etrafta dolaşmakta, söylentilere göre Facebook üzerinden 2000 farklı reklam verildiği ve bu reklamların insanların kişilik tarzlarına göre hazırlandığı ve bu reklamların Facebook aracılığıyla milyonlarca kişiye gösterildiği yönündedir. Olayı bir tık daha abartırsak Facebook uygulamasını indirdikten sonra telefon görüşmesi yapın ve tatile çıkmak istediğinizi, uçak bileti almak istediğinizi ya da spora başlayacağınızı arkadaşınıza söyleyin bunları söylemenizin üzerinden çok geçmeden bunlarla ilgili reklamların karşınıza çıkacağınızı göreceksiniz. Bir örnek daha verecek olursak #deletefacebook kampanyası üzerine hesaplarını silmek isteyen kullanıcıların hesaplarını silmeden hemen önce yedeklerini indirmek istemesi üzerine indirilen yedek dosyaları arasında kişilerin yaptıkları sesli görüşme kayıtlarınında bulunması oldukça dikkat çekerek skandala imza attı.
Google: Hiç ayarları incelediniz mi? Google’dan bahsetmeye zaten çok gerek yok bizi bizden daha iyi tanıyor dersek yeridir. Google sizin bulunduğunuz binanın kaçıncı katında olduğunuza kadar konumunuzu tespit edebiliyor diye bir örnek vererek sıradaki örneğimize geçelim.
NSA: Kendileri insanları takip konusunda işin boyutunu abartan en büyük teşkilattır. Edward Snowden’in kendilerini ifşalaması üzerine işin birçok kişinin düşündüğündende büyük olduğu anlaşıldı. Snowden’in NSA’den sızdırdığı belgeler Dünya tarihinin en büyük izlenmesini ortaya çıkardı diyebiliriz. Daha öncelerden Eagle Eye, Echelon Conspiracy gibi filmlerden gördüğümüz sistemin aslında gerçekte var olduğunu ve bu sistem sayesinde herkesin izlendiği belgeleriyle ortaya çıkmış oldu. Edward Snowden’in NSA’dan nasıl bilgi sızdırdığını merak edenler “Snowden” filmini izleyebilirler.
Yukarıda vermiş olduğumuz örneklerin yeterli olduğunu düşünerek konuya farklı bir bakış açısından devam etmek istiyoruz. ” Google seni izleyerek ne yapacak. ” sorusu bizce dünyanın en saçma sorularından birisidir. Türkiye’den ufak bir hesap yapalım 70 milyon kişi olduğunu varsayalım ve bu 70 milyon insanın 5 milyonu ortalamanın üstünde yetkili kişiler olduğunu varsayarsak geriye kalan 65 milyon insanı “Google izleyerek ne yapacak.” cümlesini şu şekil düşünelim. Yukarıda verdiğimiz Donald Trump örneğindeki gibi kişilik analiz yapılarak kitleye özel reklam verildiği takdirde 65 milyon kişinin manipule edilmesi oldukça ürkütücü bir sonuçlara yol açabilir ve bunu dünya geneline göre hesaplarsak akıllara zarar verecek derece önemli bir güç ortaya çıkmış oluyor.
Bu seferki makalemizde sizleri biraz daha dikkatli olmanız, olayın boyutunun farkına varmanız ve oldukça saçma gözüken “Google bizi izliyor.” cümlesinin aslında nasıl sonuçlara yol açabileceğini göstermek istedik. Aslında hepimiz farkında olmadan bir takım insanların kontrolleri altındayız önemli olan bunu kontrolü en az seviyeye çekmek ve daha dikkatli davranmaktır.