8 çekirdekli güç ; Intel işlemcilere karşı

Yıllardır PC işlemcileri gelişim açısından uykuya yatmış gibiydi. Pazarın lideri Intel, yıllık frekans artışları ve boyut küçültme ile devam eden mimari anlayışının artık işe yaramadığını yavaş yavaş farkediyor. 2011 yılı sonlarında AMD, çıkardığı Bulldozer  mimarisinin düşük çekirdek performansları ve verimsizliği sebebiyle bir çıkmaza girmiş, rekabet edemez hale gelmişti. Buna karşılık Intel fiyatlarını yüksek tutmuş, yenilikçilik tarafında da tembelleşmeye başlamıştı. Ancak AMD’nin işlemci bölümü son dönemde bir uyanış yaşadı ve yeni geliştirdiği işlemci nesli ile Intel’in tahtını sarsmaya hazır. Bu işlemciler, Intel’I alaşağı etmeye yetecek güçte. Kısa süre önce tanıtılan AMD Ryzen CPU’lar, Intel’in üst sınıf modelleriyle rekabet edecek güçte olmalarına rağmen fiyatları neredeyse yarı yarıya daha düşük. Ryzen işlemcilerin en önemli özelliği, işlemci çekirdeklerinin sayısı, ve (AMD açısından) ilk kez işlemci başına 2 iş parçacığı çalıştırabilmesi. Yani Intel’in Kaby Lake i7 işlemcisi gibi 4 çekirdek ve 8 iş parçacığı yerine, Mart ayında duyurulan Ryzen 7 işlemci normal ev kullanıcısına 8 çekirdek ve 16 iş parçacığı sunuyor. Fiyat tarafından bakıldığında AMD’nin yeni işlemcileri de gayet makul görünüyor. Ayrıca AMD, saat döngüsü performansı açısından da Intel’i yakalamış durumda. Tüm bu özellikler bir araya geldiğinde çok görevli, paralel işlem yeteneği anlamında gayet güçlü bir hal alıyor. Örneğin AMD, oyun yayınlarına işaret ediyor: Bu durumlarda sistem işlemciye bol yük bindiren bir oyunu çalıştırırken aynı anda CPU, ekran içeriğini kodlayarak iletmek zorunda. 14nm üretim mimarisi, sensörler, performans ve döngü denetimleri sayesinde bunların hepsini gayet verimli şekilde gerçekleştirmek artık mümkün. Bu makalede yeni platformu, yeni yongasetleri ve AM4 CPU soketi ile birlikte tanıtıp Ryzen işlemcilerin performans ve özelliklerine değineceğiz.

AM4 anakartlarda tüm arayüzler mevcut

Ryzen işlemciler AM4 soket ve Promontory yongaseti üzerinde çalışıyor. 2018 yılı içinde çıkarılması planlanan tüm masaüstü CPU’lar 13311 pinli AM4 sokete sahip. Intel’in tersine Ryzen modellerinde, çalışmaları için gereken tüm denetleyiciler ve arayüzler entegre halde bulunuyor. Bunun NVMe SSD ve ekran kartı performanslarının optimize edilmesine yardımcı olmak, zira Ryzen işlemcilerde dahili grafik çözümü bulunmuyor. İşlemciye PCIe 3.0 hızında bağlanan anakart yongaseti sadece ek arayüzler için gerekli. Bunların 3 farklı versiyonu var: X370 tüm özelliklere sahip (bkz. sağdaki grafik) B350 yongesti biraz kırpılmış. Üzerinde 4 adet Type3.1 Gen2 USB portu mevcut değil. Ayrıca iki tane SATA portu eksik ve sadece bir ekran kartı kullanılabiliyor. X370 ve B350 yongasetleri hızaşırtma olanağına sahip ve tanınmış üreticilerin anakartlarında mevcut. Diğer taraftan, A320 varyasyonu için cılız demek mümkün. Üzerinde fazladan USB ve SATA portları yok.

İşlemciye entegre edilmiş Type-3.1 Gen2 USB yongası, 4 adet 10Gbit/sn çevre birimine bağlanabiliyor ve bu anlamda tüm Intel işlemciler üzerinde büyük avantaja sahip. Ryzen işlemcinin boştaki 20 PCIe 3.0 hattı ise pek hareket olanağı tanımıyor: Ekran kartı 16, bir NVMe SSD ise 4 hat kullanıyor ve işlemcinin tüm olanakları kullanılmış oluyor. 2 kanallı DDR4 RAM denetleyiciyi bile bile üst sınıf değil, anaakım sistemlerde görüyoruz (Intel’in X99 platformunda 4 kanal, Kaby Lake platformunda  ise 2 kanal mevcut).

Multitasking için tasarlandı

Üretim mimarisi anlamında AMD, birçok çekirdeğin yüksek hızda birlikte çalışabilmesi için elinden geleni bu kez yapmış görünüyor. Önceki Bulldozer teknolojisin en büyük handikapı, güçlü işlemci çekirdeklerini en işe yaramayacak şekilde bir araya getirmesiydi. Öyle ki bekleme sürelerinde aşırı enerji tüketiyor ve  Ryzen ise 14 nanometre üretim süreci sayesinde hem büyük miktarda enerji tasarrufu, hem daha düşük ısı, hem de yeterli tampon bellek sunuyor. Intel CPU’lar gibi bu işlemcilerde de başarılı bir multitasking yeteneği var. Her Ryzen çekirdeği aynı anda iki iş parçacığı yürütebiliyor. AMD ayrıca “dallanma tahmini” özelliğini de geliştirmiş görünüyor. Bu devreler çalıştırılan program kodunu inceliyor ve daha sonra gelmesi beklenen veri sorgularını tampon belleğe önceden yüklüyor. Sunucu seviyesine daha rahat ölçeklendirilebilirlik için ise her 4 çekirdeklik grubu 8MB’lık Level3 tamponlar kullanarak “CPU çekirdek kompleksine (CCX) bağlıyor. Kısa süre önce tanıtılan 8 çekirdekli işlemcilerde iki adet CCX, “Infinity Fabric” veri transferi ve denetim yapısı ile birbirine bağlı.

3 model şimdiden satışta

1800X, 1700X ve 1700 ‘Ryzen 7’ işlemciler zaten satıştaydı. Ryzen 5 serisine ait diğer 4 ve 6 çekirdekli nispeten düşük fiyatlı ürünler de (bkz. tablo) artık piyasada bulunabiliyor. Ryzen 7 ile benzer frekans düzenlemesine sahip olmalarına rağmen bunlar özellikle daha az çekirdek kullanan uygulamalar için tasarlanmış.

Tüm Ryzen işlemciler için diyebiliriz ki bütün çekirdekler çalışır haldeyken CPU normal saat değerinde çalışıyor. Sadece bir veya iki çekirdek yük altına girdiğinde “boost” frekansına yükselebiliyorlar. Çekirdeklerin sıcaklık ve enerji tüketim seviyeleri birkaç sensör yardımıyla takip ediliyor. Ryzen’de kullanılan otomatik hızaşırtma teknolojisi XFR, (özellikle güçlü bir soğutma ile) performans artışı sağlıyor. X sonekli Ryzen işlemcilerde bu teknoloji 100 MHz ve üzeri (Ryzen 5 1500X: 200 MHz), X ibaresi taşımayanlarda ise 50 MHz hıza artışı gösteriyor. Tıpkı Intel’in K işlemcileri gibi tüm Ryzen 5 ve 7 işlemcilerde çarpan değerleri serbestçe ayarlanabiliyor. Dolayısıyla X370 veya B350 yongasetli bir anakart kullanıyorsanız, özellikle de ayrı bir soğutma çözümünüz varsa, birkaç denemeyle sisteminizi çok daha hızlı çalıştırabilirsiniz.

Veri sıkıştırma veya şifreleme gibi ham güç isteyen durumlarda ise Ryzen 7 1800X öne geçiyor. Diğer taraftan CPU, RAM, arayüzler ve donanım hızlandırması gibi sistem bileşenlerinin uyumlu çalışmasını gerektiren PCMark 8 gibi testlerde 6900K daha önde. Bunun ilk sebebi Windows ve Benchmark testlerinin Intel işlemciler için optimize edilmiş olması. Bazı oyunların henüz AMD işlemcilerle tam uyum içinde çalışmadığı birkaç oyunla sabit; ancak bu sadece, çözünürlüğün son derece düşük olduğu noktalarda ekran kartının değil, işlemcinin darboğaza girmesi. Intel işlemcilerle karşılaştırıldığında Ryzen’in performansı bu noktada düşmeye başlıyor. Benchmark testlerimizde Total War bunu bize açıkça kanıtladı. AMD bu durumu inceleyerek ciddi problemler olmadığını (Windows’un yükü Ryzen çekirdeklerine dengesiz bir şekilde dağıtmış olabileceğini vs.) ifade etti. AMD oyun geliştiricilere gerekli optimizasyonları yama şeklinde sunmak istiyor. Örneğin AMD, F1 2016 yarış oyununda bir hata buldu. Oyun kurulum sırasında (Steam) CPU mimarisini algılıyor ve bulutta saklıyor. Daha sonra oyunu tekrar Steam üzerinden Ryzen işlemcili bir makinaya kurmak istediğinizde bu konfigürasyon geri çağırılıyor. Bu nedenle kurulumda tanıtılan çekirdek sayısı, eski sistemdeki çekirdek sayısı ile aynı kabul ediliyor. Bu bize AMD platformunun zaten gayet iyi olan performansının geliştirmeye elverişli olduğunu gösteriyor. Ancak asıl soru, yazılım üreticilerinin bu özellikleri işe yarar hale getirmek için sunulan güncellemeleri kullanıp kullanmayacakları.

Pratikte AMD Ryzen

Ryzen işlemcilerin çıkışından bu yana AMD deneyimlerini biriktiriyor ve bağımsız test merkezlerinin sonuçlarını yakından gözlüyor; bunları Ryzen tabanlı sistem toplamak isteyenler için önemli ipuçları olarak sunabilecek.

Bunların ilk başında UEFI yazılımınızın güncel sürüme yükseltilmesi geliyor; zira anakart üreticileri genellikle yeni bir platformun çıkmasından kısa bir süre sonra hataların düzeltildiği, daha yüksek performans sunan yeni versiyonlar yayınlıyorlar. Ayrıca Ryzen platformu RAM tarafında hala biraz huysuz diyebiliriz. Varsayılan olarak en iyi performans, 2-4 adet 8 GB SRM (single-rank) DDR4-2666 modül ile alınıyor. Ryzen’in hızlı bir bellekle çok daha iyi çalıştığı düşünüldüğünde bellek hızaşırtmasına gitmek mantıklı olacaktır. Bu da sadece anakart üreticisinin onayladığı DDR4-3200 veya DDR4-3466 modüllerle mümkün.

Başlarda kullanıcılar en performans için Windows’un “Yüksek Performans” enerji tasarruf planını kullanmakla yetinirken şirket Nisan ayında çıkardığı güncelleme ile işlemcinin çekirdeklerini daha verimli bir şekilde kontrol edebilmesini sağladı. AMD’ye göre tüm Ryzen işlemcilerin hızaşırtma yeteneklerinin ortaya çıkarılması gerekiyor. Bu gerçekleşirse %25’e varan performans artışının yolu da açılmış oluyor. Bu durumda düşük bir Ryzen modeli hızaşırtma ile bir üst modelin frekansına ulaşabiliyor. Diğer taraftan, Görev Yöneticisi işlemcinin tüm çekirdeklerini kullanmadığını gösteriyorsa AMD, güncellemeleri kontrol etmenizi veya uygulamayı baştan yüklemenizi tavsiye ediyor.

Sonuç olarak Ryzen platformu AMD’nin geri dönüşünü müjdelemiş oldu. Bu da hemen hemen tüm PC kullanıcıları için iyi haber. AMD işlemciler fiyat olarak ev kullanıcılarına hitap edecek bir seviyede olmalarına rağmen şu ana kadar görmediğimiz bir çok çekirdekli güç sunuyor. Bu gerçek Intel’in omuzlarına da yük bindiriyor. Yonga devinin yakın zamanda fiyat ve performans anlamında bir karşılık vermesini bekliyoruz.

Yorum yapın